Kayıtlar

Mart, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİLİR MİSİN

Resim
Alnıma yazıldı yazılanlar  Kadere iman etmek  nedir sen bilir misin ?  Mevsim güzdü açelyalar kurudu ellerimde  Umudu bahara bırakmak nedir sen bilir misin?  Silgisi yoktur hayatın  Levhi mahfuzda yazıldı hadiseler  Kaç tevbe gerek daha  Kaç zemheriyi daha geçirmeli  Bayram diye  kavuşmak o güne nedir sen bilir misin?  Bengisu içirdi melekler bir fecr vaktinde  Elinde açelya vardı karşımda tüm ahengiyle  Dedi insanoğlu sor bir kendine  Rabb'in tutmasa elinden yaşamak nedir sen bilir misin? Nursel ışık

SELAM OLSUN

Resim
Bu dünyanın( his)sine bulaşmadan çekip gidenlere  Bir fecr vaktinde elini semaya, gönlünü Rabbine açana selam  olsun. Bir karış dünya için, âhiretini satmayana  Bir anlık heva ve heves için Allah'ın rızasını geçmeyene selam  olsun. Bir parça kuru ekmeği değilde, ilim ve sevgiyi dert edene  Yalnız olduğunda, yalnız olmadığını bilene selam  olsun.  Nursen ışık 

SEVGİ

Resim
  Kanaatimce sevgi bir derya Deniz kadar mavi Gökyüzü  kadar sonsuzluk. Gerisi hep keylu kaldır. Umudumca bir maveradır sevgi İnsan ömrü kadar bazen Bazen de cennet misali bir bayram Gerisi hep cevri cefadır. Bir bakıma sevgi bir umman Bazen nisan yağmuru gibi hayat Bazen uzun seyyahattır  Buhara'dan Semerkant'a. Gerisi hep inci mercandır. Sevgi bazen bir çocuğun gülüşü Bazen bir annenin bakışı Bazen Hira'ya sığınış Gerisi hep malayani bir sohbettir. Sevgi dediysem gönlünde ki aşk ateşiyle soğuk suyu kaynatmak Bazen Üftade olup makamında düşüp tekrar yükseklere çıkmak Gerisi ise hep inkisardır. Sevgi bazen uludağ gibi yüzüne perde çekmiş taze bir gelincik çiçeği Bazen Erzurum gibi ayaz Bazen dicle gibi asi Bazen Hasankeyf gibi yıkık. Gerisi hep sırrı muphemdir. Nursen ışık   

KAR ÇİÇEĞİ

Resim
 Kış mevsiminde geldim, karçiçeği misali Rahmanın, rahim tecellisine tutunarak Mevsim zemheri, insanlar menfi Bir dut yaprağı gibi  kaderi okuyarak Mevsim umutsuzluğu fısıldasada Cemre düşmüştü çoktan umuda Madde ve mana içiçe resmetmişken Su içen serçe  gibi semayı okuyarak Sordum gözün ne renk? ela dedi gülerek Beyazını renkten saymayarak Perde perde dürülmüş bir hayat varken   Elveda dedi arkasına bakmayarak Sordum çiçek nedir, nedir bu ahval ? Dedi türlü rengi var, bir kaç dikeni Nice kervanlar göçtü, nice yolcu İnkara sığındı, toprağı yok sayarak Dedim bu pejmurde gül benim kaderim mi? Dedi, nasibindir, ahirette bahçendir Bilmezdim içinde sabır ve mihnet gizli Dedi bu âyettir, acizliğimi yok sayarak Ilık ve sağanak damlalar döküldü gözümden Bir ses geldi maveradan dedi sabret Bilmezdim bu dünya bir yokuş, dar geçit Rahmana sığındım çileyi yok sayarak Dedi bu  dünya dediğin çürük bir iplik  Güller de emane...

FECR VAKTİ GİBİ

Resim
Kendi halimden bir haber âyetlere sığınmıştım Asr süresini okuyup tefsir ediyor Halime sükût giydirip secde secde O dosta yaklaşıyordum bir fecr vaktinde Sonra yaşamak bir sınav kağıdı gibi önüme serildi Umut ediyordum yaşamayı Denizi mesela Annemin ektiği limon ağacını Daha çekirdekti ektiğinde Açtı yaprak yaprak Sonra baharda dökülüp Bahar ayında tekrar açtı mis gibi kokusuyla Yine mevsimlerden hüzündü Çıktım yola başka diyarlara Buhara'dan Semerkant'a Bir rehvan at gördüm üstünde süvarisi Boynunda siyah, beyaz renkten puşi Umuttan bahsediyordu Başka dünyalardan Yeniden tefsir ediyordu kelimeleri bana  Kelimelerinde ruhu vardır dercesine. Gitmeliyim diyip gitti Bana hatıra olarak sözlerini bıraktı Ömrümün baharında en güzel kelamları bıraktı hatıra diye Gitti uzaklara O dost ki bazen çoruh nehri gibi asi Urfa gibi kadim bir şehir  Bazen dicle gibi suskun Bazen muallim kesilir başıma bazen Şubat ayında açan bir kardelen Bazen yazın ortasında ka...

KİTAP DİYE KÂİNATI OKURUM

Resim
  Bazen kâinatı okuyorum Kitap diye avucumun içinde ki çizgileri Bazen gökyüzünü Ağacın yeşilini İnsan bir yolcu Önünde bir perde bazı hadiseler esrarlı Bazen kitap diye hakikati  okurum İnsan bir muamma İçinde binbir fend Kimi rıza makamında Kimi dünya Bazen kitap diye kainatı  okurum Bir bakıma bütün kâinat sevgi Kalp bir derya Bazen bir harabe ev bazen bir medrese Ben kitap diye bazen insanı okurum Nursen Işık 

BENLİK DAVASI

Resim
Kadim bir sevgiydi beni hayata bağlayan. Kadim bir umut Umut dediysem bazen doğan bir güneş Bazen ayın dolunay hali Bazen bir bayram gecesi Sevgi deryasında nun sandım kendimi Bazen yok saydılar Bazen şeddelediler Bazen kendi halinde bırakıp Seyran ettiler Sonra dediler kaf dağı arkasinda zümrüd-ü  anka Bir davet geldi uzaklardan,maveradan Vadiyi geçenlere bir müjde Bulur benliğini ve hakikati Vadi ki aşk, istek ,marifet ,tevhit ve yalnızlıktı Bir bakıma bu dünyanın tuzaklı yollarıydı Yola revan oldu bir takım kırlangıç, serçe ve güvercin Zümrüdü ankaya  bir kaç arzuhal edelim dedi Kimimiz, takıldık vadide dikenli tellere Maksadımızı unuttuk ettik intizar Kimimiz kanat çırpa çırpa vardık Kaf dağına Bir ses geldi maveradan dedi ey insanoğlu Kendi benliğini bulmaktır hakikat Bir takım masaldır Zümrüd_ü Anka Bir gönül davasıdır zümrüd-ü Anka Bir benlik davasıdır Zümrüd-ü Anka Nursen Işık  

BEŞ ŞEHİR

Resim
  Bir memleket yeni baştan kuruldu  Ankara Kalesi umudu haykırıyordu Zırhını giymiş şehir zaferi haykırmaktaydı Estergon kalesi konuşuyordu İmanla yoğruldu bu topraklar Hain bakan kuşun, kanadı kırılacaktır Ulaşılmaz bir kartal yuvası gibiydi şehir Billur gibi parlıyordu Hacı Bayramı Veli Akşemseddin'ini vardı Ben mahzun, ben garip Düştüm yola, bir seyyah gibi Vardım şehri Erzurum'a Yorgun bir redif gibi Kaç serüvenden geçmişti şehir Kaç cefaya katlanmıştı ? Kaç ana gözü yaşlı  Kaç gelin dul kalmıştı? Babalar kaç dik duruşun bedelini ödemişti? Gözü kanlı  rahipler  ağlıyordu Çehresi nur ile aydınlanmış veliler şükürdeydi Şehir mahzun, şehir hırpalanmış Yinede bir toy gencin umudu gibi umudu haykırmaktaydı çifte minare Yakutiye Medresesi  Üç kümbetler İmanla yoğrulan bu vatan, hiç bir hain bakışa yenilmez dercesine  Çıktım yola, bir muallim edasıyla Vardım şehri Konya'ya  Tarih kokusuyla bir şehir karşımda Toprağıyl...