FECR VAKTİ GİBİ


Kendi halimden bir haber âyetlere sığınmıştım
Asr süresini okuyup tefsir ediyor
Halime sükût giydirip secde secde
O dosta yaklaşıyordum bir fecr vaktinde

Sonra yaşamak bir sınav kağıdı gibi önüme serildi
Umut ediyordum yaşamayı
Denizi mesela
Annemin ektiği limon ağacını
Daha çekirdekti ektiğinde
Açtı yaprak yaprak
Sonra baharda dökülüp
Bahar ayında tekrar açtı mis gibi kokusuyla

Yine mevsimlerden hüzündü
Çıktım yola başka diyarlara Buhara'dan Semerkant'a
Bir rehvan at gördüm üstünde süvarisi
Boynunda siyah, beyaz renkten puşi
Umuttan bahsediyordu
Başka dünyalardan
Yeniden tefsir ediyordu kelimeleri bana 
Kelimelerinde ruhu vardır dercesine.

Gitmeliyim diyip gitti
Bana hatıra olarak sözlerini bıraktı
Ömrümün baharında en güzel kelamları bıraktı hatıra diye
Gitti uzaklara
O dost ki bazen çoruh nehri gibi asi
Urfa gibi kadim bir şehir 
Bazen dicle gibi suskun

Bazen muallim kesilir başıma
bazen Şubat ayında açan bir kardelen
Bazen yazın ortasında kar
Bazen çelimsiz bir çocuk

Bazen  Erzurum gibi ayaz
Bazen sessiz bir kelam
Bazen bayram günü gibi  mutluluk
Bazen de karadeniz gibi hep dalgalı.
Gökyüzü gibi mavi

 Nursen Işık 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR GELİNCİK ÇİÇEĞİ MİSALİ

BEKLEMEK

GÜNEŞ OLSAM