Mavera

  Sitare Ben aşık değilim. Aşk avare insanların işidir Ben avare değilim. Başımdan aşkın işlerim  Hayallerim  uçsuz bucaksız. Bakma kaderin bana naz yaptığına  Bileğime de altından bilezikler taktı. Sitare Aşk ki bedel ister cana can, dişe diş. Oysa bir emanetlik nefesin var dedi içimde ki derviş  Rıza yolunda olsun diye gitmedim süslü dünya yollarından  Bir sedir ağacı gölgesinde kemdime otağ yaptım  Bir şiirlik ilham geldi  Surete kelam etmek ne haddime  Ruhlara hitap etmeliydi El Vedüd isterse  severdi insan ve sevilirdi. Fazlaca kelam etmek bize göre değildi  İnci bir kolyem yok Sitare  Sırf bu yüzden  Sözlerim inci gibi dizilmeli yüreklere  İnci gibi yüreklere.. Biliyorum bir çift ilahi kelam huzur olur hüzne bulanmış yüreklere  Dedim  sitare Aşk avare insanların işidir Ben avare değilim Aşk ki hakikatin yolunda yürünesi bir yoldur Yolu dikenli  Yolu çakıl  Yolu yokuş Yokuş...

Bu geceye mevlid dediler.  Kisra sarayının on dört sütunu  yıkıldı birer birer Hüsrev telaşlıydi hazineleri elinden gidecek diye  Yıkıldı içimde ki sütunlar bir kelam uğruna O gece putlar yere serildi  O gece dicle vadisini su bastı  o su rahmetti  cahiliyenin üzerine su basmıştı aslında.  Nice yürekler O Rahmetin gelişiyle filizlenecekti Onun için sulanmalıydı yürekler Yer ve gök Oku dedi Rabbelalemin   Kalemi O yarattı Yer ve gök secdedeydi o gün. Rahip Bahira bir bulutun gölgelendirdiğini görmüştü Ve Peygamber'lik mührünü. Nursen Işık  

Resimlerinde dili vardır mesela. Hangi ağaç dal vermeden önce kaç yağmurda kaç rüzgarda savruldu kim bilir ? Peki ya dağlar yüzüne perde çekmiş gibi görünsede sırtında nice Nebata ve hayvanat taşıdığını nereden bilecez. Peki ya insan? Dağların bile taşıyamadıgı O ağır yükü aldı. Kurânı Kerîm. Ahde vefa göstermek neydi ? Kâlü beladan beri evet biz Sen'in kulunuz demekmiydi sadece yoksa her halinde Her canlı da dağda taşta O'nun sevgisinin  yansımasını görmekmiydi? Nursen Işık  

Vedalar savurur insanı bir toz bulutu gibi Acı olsa da yutacaktı insan  Hz. Adem'in Cennetten dünyaya gelmesi gibi İçinden af yolunu tutacaksın Göz pınarlarını sadece O'nun için akıtacaksın Sonunda visal var Dünya gurbetinden sadece geçeceksin Durmadan Dünya nazeninleri  baharda açan gül gibidir Güneşin yüzünü karartmasiyla solar Sen kışın kar da boran da  her şeye rağmen kök salan çınar ağacı ol Yaprakların solsa da bahar mevsiminde Yeniden yeşerme umudunu sakla için de Bir bakıma vedalar acı olsa da sonunda vuslat var. Zemheri de umudunu yitirme sonunda bahar var. Nursen Işık  

 Teknolojiyi ÇAĞIMIZA göre ölçü dairesinde kullanmalıyiz . Faydası olduğu kadar zararları da vardır . Eğer ölçü dairesinde kullanırsak yararlı olabilir. Eğer ölçü dışına çıkarsa zararı dokunur insana  . Zaten hayat ölçüden ibaret değilmi? Hayatımızın akışını teknoloji belirlememeli desekte çoğu yaşam alanı teknoloji belirlemekte. Her ne kadar geçmişin özlemini yaşayıp teknolojiyi şikayet etsekte, Sağlık başta olmak üzere ulaşım ev araç gereçleri teknolojinin katkılarını göz önünde bulundurmaliyız. Hayatımızın bir çok yönüne kolaylık sağladı. Fakat bu kolaylık bizi rehavete sürüklememeli. Nasıl mı? Eskilerin zorluğu çoktu fakat alın teri vardı ve insanlar hayattan daha lezzet aldıklarını söylüyorlar. Teknoloji sadece bir araç olmalı bizim için bizi hayallerimize , amaçlarımiza kavuşturacak bir araç olmalı sadece. Sonuç olarak teknoloji hakkında söylemiş şu sözlere kulak verelim : Olamaz! İnsanlar kendi kendilerinin aleti oldular. Henry David Thoreau Korkarım ki...

Boşlukta savrulan pamuk gibiydim  Rengim beyaz ama manasız. Savruldum Yine korkularım tutsak etti beni  Bir kitapla gül bahçesine vardım. Evet bu defa sessiz, sakin  ve savrulmadan vardığımı gördüm bir Cennet bahçesine düşercesine. Hicret ettim nice dağları geride bırakarak Vardım bir tür selamsız, kelamsız insanların ülkesine Yaşadığımı sanmışım Gittiğim bir deniz kenarında hüzünlerimi bıraktığım da anladım bu şehrin boşluğunu. Sonra seni gördüm ama senden kaçarcasına Şairin dedigi gibi dolu dizgin atlarla  Ürkek bir ceylan gibi kaçtım  Bana atacağın okları hissedercesine. Sonra yüzümü döndüm sana. Gözlerimle değil en derinde ki duygularımla gördüm. Güneş gibi doğdun sanki her anıma Öylesine temiz öylesine gül bahçesi sunarcasina  Başka bir dünyanın haberini verircesine. Sonra mı?  Kssadan kesercesine kestik şiiri Gittim  uzaklara kaf dağı arkasına  ama anka değildim.  Düştüm kuyuya ama Yusuf değildim.  Rabbim tuttu elim...

Hz. Hamza gibi yürekli olmak ne kadar güzel bir meziyetse  Hz. Vahşi gibi gizli gizli Resûlullahi seyretmekte o kadar güzeldi. Sahi neydi affetmek? Neydi islamiyet? Vahşi'nin daha Hz. Olmadan vuku bulmuştu Hz. Hamza'yı şehit olayı. Allah'ın aslanı şehit olmuştu  Resûlullah (sav )amcası ,süt  kardeşi şehit olmuştu Habeşli köle şehit etmişti Hz. Hamza'yı  Hind Vahşi 'yi azat etme karşılığında Hz. Hamza'nın    ciğeri üzerine aht etmişti . Mızrakla vurdu Hz. Hamza'yı Habeş 'li köle.  Şehit oldu Allah'ın aslanı. O gün Allah'a verdikleri Ahde vefa gösteren yiğitler vardı. Hz. Hamza gibi. İslamiyet ki ölçü dinidir, sevgi dinidir. Merhamet dinidir. Ve Vahşi'yede kapılarını açacaktı elbette. Vahşi'yi  Hz. Vahşi yapacaktı islamiyet. Peki ya affetmek ,? Mekke fethinde islamla şereflenen Hind'ide affedecekti Nebi  (sav ). Çünkü islamiyetti insanı birbirine dost ve kardeş kılan. Resûlullah (sav )in ciğer paresi amcasını şehit etm...

Bismillah... İnsanlara ilmin ve sevginin de rızık olduğunu anlatın! Ekmek bedeni doyurur ,Sevgi kalbi, ilim ruhu.  Faydalı bir ilim elde edenin iki dünyası da aydınlıktır. Keşke insanoğlu  ekmeği dert ettiği gibi ilmide dert edinseydi. Oysa ki sabah yuvasında çıkan kuşu rızıksız yuvasına göndermez Rabbim. İnsanoğlu neden bu denli endişe ediyor? Allah cc buyuruyor ki : malı istedigime ,  ilmi isteyene veririm . Mal mülk bu dünyanın geçici metasıdıŕ. Eş ve çocuklarda... Ancak hak yolunda harcandığında kıymet kazanır. Sevgi ki candır hayat bulur insan onla. Yeniden dirilir. Şöyle diyor Tolstoy, insanın kalbinde taşıdığı Sevgi Allah'tan dır. İlim bir rızıktır ki  yolunda gittiğinde hayatın anlam bulur, mana kazanır. Hayatın manasını çözersin yeniden. Neden var olduğunu, geliş sebebimizi. O Alim ki insana ilim verirse bu dünyayı âhiretin tarlası bilir.  Peygamber Efendimiz sav şöyle buyuruyor ilim konusunda : "İlim öğrenmek kadın-erkek herkese farzdı...

 Yüreğine iyi bak dedim Çıkmaz sokaklarda yorulmasın. Bir çıkışı vardır her yolun  Allah’a çıkan yol mesela ne mübarek bir yoldur.  Etrafı dikenli bir gül  Sakla içinde güle kavuşacağın günü  İçinde bir umman İçinde gül bahçesi İçinde inciler saklı Gül, herşeye inat Yüreğinde ki sevgiye inan. Gül ki bahar olsun Gül ki rengarenk gökkuşağı yeniden açsın Değerlisin Yeryüzünde ki en değerli mahlukatsın Rabb katında. O'nun için yaşa, O'nun için gül Gül ki yeniden bahar olsun güneş açsın Nursen Işık

Erzurum'a kar yağdı diyorlar  Kar berekettir güzel şehir Okula giden çocuklar üşüdü diyorlar Olsun  Büyüyünce o üşümeyi özleyecek çocuk Öğrenecek ki o soğuk insanın soğuğundan daha güzeldir Yine dağları kar kapladı diyorlar Desinler güzel şehir Güneş tepeden doğunca o karların üzerine  Kar boncuk boncuk parlardı Manzarayı gören çocuk  umutla bakardı hayata Yine yollar kapandı kar yağışı nedeniyle diyorlar Desinler güzel şehir Evde soba başında çocuklarını toplayan anneler hikayeler anlatırdı Eve ulaşan babalar görünce manzarayı kendileri ısınırdı Senden ayrıldığım günü anımsadım güzel şehir Bana gitme der gibiydin Gökyüzü bana göz kırpıyordu bişeyler anlatıyordu Ardımdan bıraktığım dağlar bana seslenir gibiydi  Ruhumun bir kısmı sende kaldı Sende yaşadım hayatın en güzelini  Beni hayata bağlayan hayallerimdin Bana darılma güzel şehir senden ayrı kaldım diye Hangi nasip beni getirir sana bilemem Fakat ben seni güzel özlüyorum sadece güzel şehir. Nu...